Türk Kahvesi Nedir?
Türk kahvesi, kırk yıl hatırı olan dost sohbetlerinde, yoğun iş toplantılarında, uyanık kalmak zorunda olunan gecelerde, önemli tanışma merasimlerinin heyecanlı atmosferlerinde, yemek sonrası molalarında, alkollü bir gecenin sonunda ya da güne zinde başlamak için sabah uykusunu uğurlarken, dumanı tüterek etrafa yaydığı kokusu ile bulunduğu her ortamı harekete geçiren aromatik bir içecek türüdür. Türk kahvesi, Türk misafirperverliğinin temel taşı olan kültürel bir semboldür.
Çekirdeklerinin öğütülme boyutu, miktarı, kullanılan su sıcaklığı, demlenme süresi ve içine karıştırılan malzemeler gibi değişkenlerle çeşitli türleri yapılan kahve, içeriğinde bolca bulunan kafein adlı bileşen sayesinde, içildikten hemen sonra hızla kana karışır, beynin düşünce merkezlerini uyararak konsantrasyonu arttırır, yorgunluk hissini azaltarak enerji seviyesini yükseltir. Kökleri Afrika'ya dayanan kahvenin ilk kez içecek olarak kullanılması ise Güney Arabistan'da başlamıştır ve kelimenin Arapça, iştah kesilmesi anlamına gelen “kahiye” fiilinden türediği düşünülmektedir. Türkçede "kahve" sözcüğüne dönüşen kelime, tüm dünyada bu kelimeye benzer telaffuzlar içeren coffee, caffe, café, koffie, kaffee şekillerinde kullanılmaktadır. Hammaddesi coffea cinsindeki bir ağacın meyve çekirdeklerinden elde edilen kahve, ağacın yabani türlerinden ayrılan iki çeşidi olan Coffea Arabica ve Coffea Robusta türlerinin, düzenli tarımı yapılması sonucu, dünyada petrolden sonra ekonomik alanda en büyük ticari faaliyetleri oluşturan üründür. Günümüzde metropollerden, kentlere kadar nüfus yoğunluğunun ve iş hacminin fazla olduğu her caddede birçok kahve markası ticari faaliyet göstermektedir. Kahve, bu nedenle ulusal ve uluslararası ekonomi için çok önemli bir üründür. İlk keşfinden sonra meyvenin tamamının kaynatılarak suyunun içildiği, tıbbi amaçlı olarak kullanılan ve "sihirli meyve" olarak adlandırılan kahve, günümüzde dünya çapında her kültüre göre farklılık gösteren, içine katılan malzemeler, pişirme ve demlenme şekline göre belirlenen pek çok çeşidi ile lezzetli bir içecek olarak tüketilmektedir.
Dünyada kahve türleri, soğuk demleme yöntemleri ve sıcak demleme yöntemleri şeklinde iki temel kategoriye ayrılır. Soğuk suda demlenen kahve türleri öğütülmüş kahvenin suda birkaç saat bekletilerek soğuk su ve buzla hazırlanmasıdır. Soğuk kahvelerin süt ve şurupla tatlandırılan türlerinin yanında, nitro brew olarak bilinen soğuk suda demlenen kahvenin nitrojen ile köpürtüldüğü türleri de bulunur. Sıcak demleme yöntemleri sırasıyla Türk kahvesi çeşitleri, espresso, kâğıt filtre, dripper, french press, moka pot, metal filtre ve aeropress şeklindedir. Sıcak demlemenin en pratik ve kolay yöntemi granül halindeki kahvenin sıcak su veya süt ile hazırlanan nescafe olarak bilinen halidir. Kahvenin orta kalınlıkta çekilmiş halinin sıcak su ve buhar yöntemleri ile kâğıttan geçirilmesine filtre kahve, kalın çekilmiş halinin metal süzgeçli ya da pistonlu bodumlarla hazırlanan haline french press denilmektedir. Günümüzde İtalya'ya özgü bir koyu kavrulmuş kahve türü olan Espresso kahvesinden çeşitli malzeme ve yöntemlerle türetilen Caffe Lungo, Caffe Americano, Cappuccino, Caffe Latte, Latte Macchiato Caffe Macchiato, Mocha, Viennese, Cafe au lait filtre kahve içecekleri çok yaygın olarak tüketilmektedir. Kahve meraklılarının yakından bildiği, dünyanın en pahalı ürünü olan Kopi Luwak kahvesi de sıcak olarak hazırlanır. Genellikle filtreden geçirilerek telvesiz tüketilen bu türlerden, telveli içimi ile ayrılan Türk Kahvesi çeşitleri, demleme şekli, süresi, sunumu olarak da tamamı ile farklıdır. Anadolu kültüründe dibek kahvesi gibi çekirdeğin farklı öğütülme yöntemlerinin olduğu, damla sakızlı Türk kahvesi, kakuleli Türk kahvesi mırra gibi içine malzeme eklenen, menengiç kahvesi gibi farklı çekirdek türlerinden yapılan, süvari kahvesi, kumda kahve, közde kahve, fincanda kahve gibi pişirme şekline göre anılan Türk kahvesi çeşitleri bulunmaktadır.
Türk Kahvesi Geleneği
Venedikli tüccarların on yedinci yüzyılda Avrupa’ya taşıdığı kahve, dünya çapında hızla yaygınlaşmış ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde Yemen Valisi Özdemir Paşa, sayesinde Osmanlı saray mutfağına girmiştir. Çok büyük ilgi gören kahve, oldukça itibarlı, hatırlı bir içecek olarak, özel misafirlere sunulan pahalı bir ikram olmuştur. "Kahvecibaşı" olarak görevlendiren saray çalışanlarından yola çıkan kahve pişirme yöntemleri ve ikramı, saraylardan sonra konaklarda, yalılarda, ardından evlerde Türk halkının kısa zamanda tiryakisi olduğu özel bir içecek kültürü haline gelmiştir.
Türk kahvesi, adını Osmanlı saraylarında hazırlanıp bir dizi ritüel eşliğinde sunulmasından ve sunumundaki sembolik anlamlardan alır. Geleneksel Türk kahvesi kafein nedeniyle yüzlerce yıldır sabahları yemekten sonra içilen bir uyarıcı olarak kültürümüze işlemiştir. Sabah aç karnına Türk kahvesi içmek konusunda hassas davranan atalarımız, kahve altı olarak andıkları kahveden önce yenen yemeği “kahvaltı” şeklinde dilimize kazandırmıştır. “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” atasözümüz kahvenin kültürümüzdeki değerini gözler önüne serer. Kahve tiryakileri, Türk kahvesi yapılışı için sade, az, orta veya çok şekerli olarak içindeki şeker miktarına göre hazırlanmasını tercih eder. Türk kahvesini sert bulanlar ise süt ile pişirilmesini isteyebilir. Sütlü Türk kahvesinin yanında tadını yumuşatmak ve aroma katmak için ek olarak damla sakızı, krema, çikolata, keçiboynuzu, menengiç kahvesi, kakule ve sahlep de eklenebilir. Hostes set denilen, her kişiye özel hazırlanan küçük tepsilerde, kahve yanı bardağı ve lokum tabağı ile birlikte bir fincan içinde geleneksel Türk kahvesi sunumu yapılır. Kahve yanı bardağında duruma göre likör, konyak, çoğunlukla da soğuk su ikram edilir. Lokumun yerini çikolata, baklava gibi tatlılar da alabilir.
Kahvenin sonunda bakılan Türk kahvesi falı, lokumuyla likörüyle yemek sonrası keyifli sohbet anlarının eşlikçisi olan, geleneksel Türk kahvesi ritüelinin en ilginç özelliklerinden biridir. Sohbete biraz heyecan katmak için, “fala inanma, falsız da kalma” deyimi ile kapatılan fincanlarda umuda, sevgiye, iyiliğe dilekler tutulur.
Dünyanın her yerinde, bir fincan kahve içmeyi teklif etmek, biraz daha sohbet etmeye gönüllü olmanın farklı bir ifadesidir. Bu nedenle Türk kahvesi tek başına bir içecek değil sosyalleşmek için kullanılan önemli bir elçidir. Türk kahvesi toplumsal değerleri, inançları bir araya getiren kültürel bir mirastır. İstanbul’da başlayan ve dekorasyonları ile dikkat çeken ilk kahvehanelerden günümüze kadar kahve içmek amacıyla gidilen yerler sohbet edilen, kitap okunan, haber paylaşılan sosyal alanlardır. Türk kahvesi gelin adayının hünerlerini ortaya koyduğu söz, nişan törenleri, sonunda kutlama yapılan iş anlaşmaları, yeni tanışılan ya da tekrar bir araya gelinen sosyalleşme toplantıları gibi birçok sosyal olayların vazgeçilmez bir parçasıdır.
2013 yılı itibariyle ülkemiz adına UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesine Türk kahvesi kültürü ve geleneği kaydedilmiştir.
Türk Kahvesi Yararları Nelerdir?
Sabahları güne başlarken, akşamları günün yorgunluğunu atarken yemek sonrasında, günde iki fincan Türk kahvesi içtiğinizde nöral sistem ve zihinsel aktiviteler, kafeinle güçlü hale gelir. Metabolizmayı hızlandırır, yüksek enerji vererek uyanık tutar.
Türk kahvesi faydaları, içtikten sonra vücuttaki hızlı değişimlerle kendini hemen belli eder. Yetişkin ve genç bireylerde, tüm vücutta ortalama beş ile yedi saat arası hissedilen enerji akışını etkilemeye başlar. Kitap okurken, ders çalışırken, toplantı sırasında içilen Türk kahvesi düşünme potansiyelini ve konsantrasyonu arttırır. Yemeklerden sonra içilen Türk kahvesi yiyeceklerin kolay sindirilmesine destek verir. Türk kahvesi zayıflatır mı diye sorarsanız, şekersiz olarak içilen Türk kahvesi tokluk hissi yaratır ve kilo problemlerini önler. Bu nedenle kişisel diyet reçetelerinde sınırsız şekersiz kahve içme önerisi yer alır. Kadınların en büyük estetik sorunlarından olan selülit probleminde de etkilidir. Metabolizma hızlandırması hücre dokularının temizlenmesini sağlar. Ayrıca kahve telvesi ile yapılan bölgesel masajlar, yarattığı doğal peeling etkisi ile hücre yenilenmesini arttırır ve yağ dokularının azalmasına yardımcı olur. Türk kahvesi aynı zamanda kabızlığı önler, bağırsakları çalıştırır. Bağırsakların aşırı çalışması durumunda ise bir çorba kaşığı kahveye yarım limon sıkarak tükettiğinizde, süreci hızla düzenler ve en doğal şekilde normale döndürür. Metabolizmayı hızlandırması hafızayı güçlendirir, daha enerjik hissedilmesini sağlar ve durgunluğu, üşengeçliği ortadan kaldırır. Sosyalleşme sağlayan özelliği ile doğal terapi ortamları yaratan Türk kahvesi depresyon, stres, melankoli hallerini ortadan kaldırır. Düşünme gücüne olumlu etkisi olduğu için, ilham ihtiyacı duyan sanat ve edebiyat dünyasından pek çok yazar, şair, ressam sanat eserlerini yaratırken sadece kahve fincanları ile başbaşadır. Uzun çalışma saatleri ve yüksek tempolu zamanlar için uyanık kalma çabalarının en büyük destekçisi Türk kahvesidir.
İçeriğindeki etkin kafein maddesi nedeni ile dikkat arttırıcı ve uyarıcı özelliğe sahip Türk kahvesi, ağrı kesicilerin de yüzde kırk oranında daha etkili olmasını sağlar . Yaklaşık elli gram kafein içeren bir fincan kahve, vücut için gerekli olanları kullanıldıktan sonra kolaylıkla atılır. Günde iki fincan olarak tüketilen Türk kahvesi, hiçbir yan etkisi olmayan ve olumlu etkileri ile hayatınıza renk katan bir içecektir.
Türk Kahvesi Zararları Nelerdir?
Günlük olarak iki fincan ölçüsünde tüketilen Türk kahvesinin, bilinen hiçbir yan etkisi olmasa da,“Çoğu zarar, azı karar” atasözümüzde olduğu gibi aşırı tüketilmesi önerilmeyen bir içecektir. Fazla Türk kahvesi içmenin zararları olabilir. Dinlenme ve uyku saatleri öncesi tüketilmesi uykusuzluk etkisi yapabilir. Metabolizmayı hızlandırması yüksek tansiyon ve mide hastalıkları olan kişilerde olumsuz etkiler yaratabilir. Hamilelerde de anne ve bebek sağlığı için dikkatle tüketilmesi, gerekirse doktora danışılması önerilir.
Türk Kahvesi Nasıl Yapılır?
Mis gibi kahve kokusu ile bir tepside sunulan, dumanı tüten bir fincan Türk kahvesinin kendine has nitelikleri vardır. Öncelikle kokusu, üzerinde kalın bir tabaka halinde görünen bol köpüğü, içtiğiniz zaman ortaya çıkan telve miktarı, şekersiz veya şeker oranları ile değişen tadı onu diğer kahve türlerinden ayıran en önemli özellikleridir. “Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane” atasözünde ifade edildiği gibi sohbetin bahanesi olsa da, Türk kahvesi yapılışı ve Türk kahvesi sunumu detaylı, hassas, özen gerektiren bir çalışmadır. Türk kahvesi hazırlama şekli, aileler tarafından nesilden nesile öğretilip aktarılarak sürdürülen geleneksel ve toplumsal bir sanattır.
Günümüzde hazır makineler kahveyi otomatik olarak yapsa da geleneksel Türk kahvesi değirmeni ile öğütülmüş cezvede Türk kahvesi tadı bambaşkadır. Bol köpüklü Türk kahvesi nasıl yapılır diye merak ediyorsanız püf noktalarına beraber göz atalım.Türk kahvesi yapılışı sırasında dikkat edilmesi gereken özel teknikler ve kurallar aşağıdadır:
-
Konukların, sade (şekersiz), orta, az şekerli ya da şekerli Türk kahvesi türlerinden hangisini tercih ettiği belirlenmelidir. Farklı tercihlerin her bir çeşidi ayrı ayrı yapılmalıdır.
-
Servis yapacağınız kişi başına fincanlar, kahve yanı bardakları, lokum , çikolata ve tatlı tepsilerde sunuma hazır hale getirilmelidir.
-
Sunumda kullanacağınız fincanlar soğuk ve ıslak olmamalıdır. Bu kahvenin tadını ve kokusunu etkiler.
-
Kavrulmuş kahve tanelerinin Türk kahvesi değirmeni ile en ince formda öğütülmesi güzel bir kahve için en önemli püf noktasıdır. Taze öğütülmüş kahvenin aroma ve kokusunun yerini hiçbir şey tutmaz.
-
Tercihen bakır, zamak, pirinç ya da çelik cezve içine, kullanacağınız fincan başına 1 tatlı kaşığı Türk kahvesi konur.
-
Eğer taze çekilmiş kahve yerine hazır kahve kullanıyorsanız bu aşamada Türk kahvesini, ocağın en küçük gözünde ve kısık ateşte birkaç saniye kavurmanız gerekir. Bu işlemle kahveyi nemden arındırmış ve aromasını arttırmış olursunuz. Bu aşamada kahveyi yakmamaya dikkat etmelisiniz.
-
Eğer şekerli Türk kahvesi çeşitleri hazırlanıyorsa bu aşamada şeker kahveye eklenmelidir. Tercihen toz şeker kullanmanız daha iyidir. Genellikle az şekerli Türk kahvesi için 1/2 tatlı kaşığı, orta şekerli Türk kahvesi için 1 tatlı kaşığı, şekerli Türk kahvesi için 2 tatlı kaşığı koymanız yeterlidir. Küp şeker için de aynı ölçüler kullanılır.
-
Cezve içinde bulunan kahve ve toz şeker birkaç saniye karıştırılır. Böylece su eklediğinizde eşit çözülme sağlanır.
-
Bir sonraki adımda, kahve ve şekerin buluştuğu cezveye su eklenir. Buradaki püf noktası, kullanılan suyun mutlaka soğuk su olması gerektiğidir. Soğuk su, kısık ateşte pişme süresini uzatırken, bu sırada taneciklerin yoğun tat bırakmasını sağlar. Eğer sabır göstermez, çabuk pişireyim diyerek sıcak su kullanırsanız konuklarınız Türk kahvesi tadı alamazlar.
-
Cezvedeki kahveye kullandığınız fincan ölçüsünde konuk sayınız kadar soğuk su eklenmelidir. Örneğin 2 kişilik Türk kahvesi için 2 fincan soğuk su kullanılmalıdır.
-
Karışımın kahve partikülleri suyla birleşene kadar karıştırılır. Yüzeydeki tüm kahveler ıslandığında karıştırma bırakılır.
-
Buradaki püf noktası, kahveler fincana dökülene kadar bir daha karıştırma işlemi yapılmamalıdır. Aksi takdirde köpüksüz bir kahve elde edersiniz.
-
Son aşamada hazırlanan Türk kahvesi karışımı, ocağın en küçük gözünde kısık ateşte ağır ağır demlenerek pişirilir. Ocakta bırakıp gidilmemeli, başında sabırla bekleyerek kaynama ve taşmaya kesinlikle izin verilmemelidir.
-
Bol köpüklü Türk kahvesinin en önemli aşaması burasıdır. Kaynama noktasına gelmeden köpüklenme başladığı anda cezve ocaktan alınarak fincanlara önce köpükler paylaştırılmalıdır.
-
Kalan kahve birkaç saniye daha ocakta tutulduktan sonra köpüklerin sönmesine izin vermeden fincanların kenarından dökülerek paylaştırılmalıdır.
-
Fincan yüzeyine çıkan köpüklerde dengesizlik olursa çay kaşığı ile köpükleri fincanlar arasında paylaştırarak dengeleyebilrsiniz.
-
Duble Türk kahvesi isteniyorsa verilen ölçülerin iki katını kullanarak pişirebilirsiniz.
-
Sonraki pişirmelerinizde kullanmak üzere tuttuğunuz, saklama kabında çekilmiş duran Türk kahvesi bozulur mu diye endişe etmeyin. Nem almasını ve tadının bozulmasını engellemek için, saklama kabının içine birkaç tane kesme şeker koyarsanız kahveniz daha uzun süre tadını, kokusunu ve tazeliğini koruyacaktır.
Geleneksel Türk kahvesinin sevgi ve sabırla yapılması esastır. Aynı kişi, aynı yöntem ve malzemelerle farklı ruh halinde, acele ederek kahve pişirdiğinde kahvenin tadı da farklılaşır. Tüm bu sıralamaya ve püf noktalarına dikkat ettiğiniz takdirde konuklarınızın yüzünü güldüren sohbetlerde, lezzetli geleneksel Türk kahvenizi gururla sunabilirsiniz.
Sütlü Türk Kahvesi Nasıl Yapılır?
Geleneksel Türk kahvesinde soğuk su yerine süt kullanılarak yapılan kahve türü, sütlü Türk kahvesidir. Öncelikle cezveye fincan ölçüsüyle süt konur. Sütün özgül ağırlığı sudan fazla olduğu için daha yoğun bir sıvıdır. Bu nedenle karışımın homojen olması için süt önden biraz ısıtılır. Süt, hafif ısındığında fincan başına 1 tatlı kaşığı kahve konur. Şeker isteniyorsa eklenir. Süt köpürmeye başladığında ocaktan indirilir ve önce köpüğü ardından kalan kısmı eşit miktarda fincanlara paylaştırılır.
Türk Kahvesi Nasıl Servis Edilir?
Geleneksel Türk kahvesi sunumu, lezzetiyle, kokusuyla baş döndürürken gözlere de hitap eden Türk kahvesi fincan takımı ile yapılır. Türk kahvesi fincan seçimi kahve sunumu için çok önemlidir. İnce porselenden üretilmiş, tercihen içi tamamen beyaz olan, tasarımları ve kulpları ile ergonomik fincanlar kahvenin zahmetli hazırlanışı sonrası keyfini artıran unsurlardır.Bakır bir cezveden tam kıvamında pişmiş bol köpüklü Türk kahvesi ideal boyutlarda kahve fincanlarına servis edilir. Kahvenin yanına çoğunlukla küçük bir bardak su ya da varsa nane, acıbadem likörü veya konyak konulur. Lokum tabağında en ideali çifte kavrulmuş lokum vermektir. Duruma göre çikolatalı lokum, çikolata veya draje şeker, tatlı da ikram edilebilir. Kahve yanındaki suyun içilme sırası, duruma göre değişir ve içinde geleneksel işaretler barındırır. Kahve içmeden önce içilen soğuk su mideyi kahveye hazırlar. Kahveyi içmeden önce mide çeperini temizleyerek, kafein emilimini arttırır ve bu sayede kahvenin lezzeti daha çok algılanır. Ayrıca, önce su içilirse konuk aç olduğu ve suyu kahve altlığı olarak kullandığı anlamına gelir. Kahvenin üstüne su içilmesi önerilmez. Lezzeti söndürür ayrıca görgü kuralları gereği yapılmaması uygundur. Çünkü kahvenin beğenilmediği anlamına gelir.
Şık bir tepsi içinde, Türk kahvesi fincan takımı, Türk kahvesi bardağı ve ikram için yanına konulan lokum tabağı ile oluşturulan Türk kahvesi seti ile servis edilen geleneksel Türk kahvesi sunumu sanatsal bir törendir.
Kahve Fincanı Nereden Alınır?
Türk toplumunda her birey günlük hayatında geleneksel Türk kahvesi kültürüne uyar. Ülkemizi ziyarete gelen turistler Türk kahvesini bizim bir sembolümüz olarak görürler. Diplomaside, uluslararası kurumlarda Türk kahvesi ile ilgili hediyelik eşyalar en çok tercih edilen ürünler arasındadır. Geleneksel Türk toplumunun kültürel mirası olan Türk kahvesi seremonisi için kullanılacak kahve fincanları züccaciye, ev ve mutfak eşyaları satan dükkânlarından alınabilir. Tüm bölgelerdeki klasik ve modern temalara göre kültürel çeşitliliği bulabileceğiniz, yaratıcı sanatsal tasarımları, kaliteli malzeme ve işçiliği ile Myros Türk Kahvesi fincan takımı ürünlerini, websitedeki hazır tasarımlardan ya da kişiselleştirerek sipariş verebilirsiniz. Restoran, kafeterya ve kurumsal toptan siparişleriniz için bayi girişini kullanabilirsiniz.